22 Ağustos 2023 Salı

İrfan Karabulut Sus/adım Harput

İrfan Karabulut kimdir?

          1966 yılında Dersim/Mazgirt'in Sülüntaş köyünde doğdu. İlköğrenimi babasının müstahdem olarak çalıştığı Harput ilkokulunda, orta öğrenimini Elazığ Devrim ortaokulunda ve liseyi Elazığ lisesinde bir yıl okuduktan sonra babasının memuriyet tayini sebebiyle aile senei devriyesi 1982 de Çukurova'ya taşındı. Başarı çıtası yüksek olmadığı için Adana Borsa Lisesi son sınıfta bütünlemeye kalınca öğrenimini yarıda bırakıp askerlik hizmetini yerine getirdi. Ardından 1989 askerlik dönüşü Adana Erkek lisesine tekrar kaydını yaptırarak eğitime devamla liseyi bitirdi. Yaşam şartları Çukurova’da uzun yıllar ırgatlık yapmasına sebepti. Ardından sırayla Adana Otoban sürücü kursu, İzmir Aliağa petkim limanı, Eska inşaat şti de (Adana incirlik - İstanbul Per-pa ) uzun yıllar çalıştıktan sonra 1993 te bekârlığa noktalayarak evlenip İstanbul'a yerleşti.  Doksanlı yılların yeni iş trendi kurye sektöründe İstanbul'da on yedi yıla yakın çeşitli kargo dağıtım firmalarda (Tazı - Hedef - N.M.S - Aktif  – Ups ) saha elamanı ve yönetici olarak çalışarak sokakları arşınladı. Milenyum çağında masa başındaki iş sektörüne geçiş yaparak birikimlerini kaleme almaya başladığında ilk evvela şiirle tanındı. Çeşitli dergilere gönderdiği şiir ve makaleleri beğenilip yayınlanınca bundan cesaretle Berfin Bahar, Antalya Sanat, Bizimece, Halk Edebiyat, Hisler Bulvarı, Kalemsiz Dergi, Kültür Çıkmazı, Semender Sanat, Son Hasat, Yeni Dönem vs dergilerle çalıştı. Bunun yanı sıra sosyal medyayı kullanıp Antoloji, Edebiyat evi, Edebiyat Defteri Edebiyat Dünyası adlı sitelerle de çalışmakta olup kendine ait http//karamavi.blogspot.com adlı bloğunda eserleri yayınlanmaktadır. Şiir kitapları Aşkın Uykulu Nöbetleri 2012 de Firari Mürdüm Çiçeği 2016 da çıkaran şair yazarın halen beklemede şiir ve roman kitapları bulunmaktadır. İş yaşamında emekli olduktan sonra çalışmaya devam eden iki erkek babası şair yazar, İstanbul'un Anadolu yakasını mesken tutmuş Kartal ilçesine 1995 te attığı ilk adımla kurduğu otağını bir daha sökmemekle birlikte yaşama ve yazarlığa burada devam etmektedir.


Çıkan Eserleri:

-Aşkın Uykulu Nöbetleri (şiir)
-Firari Mürdüm Çiçeği (şiir) 
-Sus/Adım Harput    (otobiyoğrafi)




HARPUT HAKKINDA DÜŞÜNCEM

  Ey başımı okşayan, duaları belalara siper evliyalar! "Koynunuzda yatıracak yeriniz var mı? Yoksa sırra kadem an meselesi zavallı doğumum. Yol verin dermansız ağulara zevki safa sürsün insanlık, ya da üfleyin nefsinizi şifa olsun kâinatta biten yoksul ömrümüze bitsin kâinatta tek taraflı sultanlık."Gaz lambası ışığına yakışan yolu kayıp düşülcelerim sarılır, karanlıkta bulduğum kaybolmuş masum hıçkırıklara. Kim bilir arkamızdan kimler yetişir, nerelere, hangi meskûn mahallere uğrar serzenişim. Gönül isterdi ki yeryüzü avlusunda görüşüp asırlık çınarlar altında sac ekmeğini aynı tasta ayran içerek bölüşelim can parem. Yâd edelim anıları klarnet eşliğinde kurumamış sözlerle karıncayı dahi incitmeden. Elbet yaralı yürekte isterdi aklın saklayıp yönettiği, yorgun dilin sözlerini köz ateşinde pişirmeyi. Evvelden gidenlerin ışığında iz süren yaşlı bedenim yaşadıklarını yeni nesillere aktarmayı borç bildi çocukça düşkünüm. Çatlamış toprak testi bir kere yaşasakta, uyusakta akmaya devam eder hayat. Çok önceleri çıktığım yolun sonuna varırken, tanımaya başladığın şaşalı yaşamın sen henüz girdabındasın yürek sızım.  Hakikat yetişmek ulaşılmak meselesi değil. Asıl marifet  haz dolu naçar çocukluğumda ekmeğimi helâl bir tas suyuna kattığım değer verdiğim onurlu insanları sözlerle  irdelemeden, germeden anmaktır. Eskimeyen umudum bedenimle ırak diyarlarda olsam da  kayabaşındaki ruhumla kendimi karmaya çalıştığım satır araları el yazımla izini sürdüm çalınmış yaşamların. Tanıdığımı anlatıyla bitiremeyip sevgiyle saklımda taşıdığım, dostluğundan haz mutluluk duyduğum, unutmaya kıyamayıp, unutulmayı hazmedemediğim ahbapları ve hafızamdaki gerçek güzellikleri oturup dua dağına kaydettim birer birer çivisi çıkmış sözcüklerle envanterine gönlümün. Hem de  tartarak adalet terazinde insanlığa katkıda bulunmak gayreti çabasıyla.  Bilirsin ki katliamlar fitili yanık dillerden çıkar. Eğer öyleyse sarı sıcakta yalanızlıktan kayadan kayaya atlayan hayallerim, esaretini sevince boğan tahliye anılarım, geride terk ettiğim boynu bükük mazlum dostlarım, içimde sevemediğim sabi çocuk  ve tabiki kanadı kırık uçamayan sürgün umudum bir gün dönmeķ şartıyla buzluğuna emanet.  En iyisi mi sen dön gönül kıblene el ele versin ud, gırnata. Kurulsun kürsü başı protlarda Enver'im "dersim dört dağ içinde" yırtsın kabrini süt kaleye karşı.  Vakit dar bırak cezveni mangala fokurdasın Çedene baharla gelen kara erik çağala tadında. Şunun şurasında kırk yıla nem kaldı ki? Güllü bağ'dan savrulan kengerim "hüseynikten çıktım şeher yoluna" Nancacığız sözün ötesinde sönük ocak başlarında? Kapattım dar kapıyı nice yolun şaşırmış günahkârlara. Kim kimi hangi dilde ağıtlar? Tepesinde meterisin taşa elim, yaşım borana, dilim teslim bana. Şüşnaz rüzgârı ölümler atlatıp süpürsün kadim can dostlarımı cem demine.  Haz duyduysan eğer okuduğundan otur vuslatına ve yatır kalbinin derinlerinde uyut bir asır. Eylenmelikse günü birlik molada hevesin kaldır kenara unut bir an evvel bitsin eziyeti usun. Şimdiden tezi yok acele etmezsek kaçacak ulaşacağım tren kaybolacak tutunmaya çabaladığın ben. Tarihimiz ki ecdadımızın aklımızda kalan dillere destan kahramanlıklarıyla dolu.  O vatan ki binlerce adsız neferini kucakladı uğruna  toprağını kanıyla sulayan. Harflerde boğulmayı göze anlamıyorsan sakın kalp komşuna selamını unutma. Unutma ki tarih kimseyi suçlamasın merhametlim.  Alıp sürünün başını mastar dağına giden azap kuşları kandı cemreye Fırat’ın şahitliğinde. Çıkrığına asılı huylarımızı çıkardık kuyudan. Her birimiz birbirimizden dokunmadan suyuna. Çürük pervazlara bağlanan eksik anıların sökülmüş yırtılmış yakaları. Hakikati borçlandığınız aynaları kırmak kimin fikriydi? Şimdi cebimde eksik bir kaç vebalı tonoz kırıntısıyla geçmiş uygarlıkların ayak izleriydi Sivrice’nin batığında bize kalan. Şimdiden faydalı sözüne, serzenişine ve düşüncene sevgiler yürekparem. 
***

TEŞEKKÜR METNİ 

        SUS/ADIM HARPUT  kitabında şehrin 70-80 li yıllarını yaşayan çocukluğumun gözüyle sokakları tanıtarak, kültürümüzü dilim döndüğünce anlatmaya gayret gosterdim. Harput'un renkli simalarıyla beraber yaşadığım  anı ve meselleri anlatmaya çalıştım. Geçmişin resimleri ve yazdığım şiirleri  birer nakış gibi  işleyip gelecek kuşaklara bir nebze iz olmayı becerebildiysem ne mutlu bana. Birilerini bilmeden incitir kusur eylediysemde affola..
     Sizlerde de öylemi bilmem ama kalemi harfle semaha, kelimelerle halaya durdurmak bana büyük keyif veriyor. Düşünceleri özgürce, sere serpe yaydığımda kâğıda, mutluluğu iliklerimde hissediyorum. Genzimi yakan duyguları tadınca yelken açtığım hiçliğin ser hoşluğunda kayboluyorum. Bölük pörçük gerçeksi yaşantı mesellerini zor bir süreçte topladım. İnsanın başarı çıtasını yüksek tutup, yılmadan bıkmadan basamakları tek tek tırmanması kadar güzel bir şey yoktur. Duyduğum yarım yamalak çatlak bilgileri aklın süzgecinden geçirip birleştirdim gün ışığında. İzninizle buradan, kitap henüz yazım aşamasındayken benim kadar gayret gösteren, telefonun diğer ucunda bıkmadan usanmadan gerekli bilgileri anlatarak malzeme sağlayanlara, bölgelerin ve mevkilerin adlarıyla alakalı kâh komik kâh ciddi olayları anlatan büyüklerime, dizgi ve sayfa düzeninde koşulsuz el uzatan gayretle çalışan can dostlara minnettarım. Aile fertleri kızım oğullarıma, özellikle her çıkmazda yanımda duruşuyla huzur ve cesaret veren eşime minnettar kalarak çok teşekkür ediyorum. Buradan kitabın baskı ve bitiş sürecine kadar yanimda olanlara şükranlarımı sunarak teşekkür ediyorum.


                 Dal ki ardıç
Ardına bahmadan gonmuş gırlangıç
                Bir dal ki ardıcın dalı
Hele de ki gardaş nolacağ
       Nolacağ kimsesüz fıkara Harput’un
Çeper dibindeki halı?
                     _____________eyvallah

İrfan KARABULUT
G.s.m 0537 426 52 34
Gmail:  irfankarabulut62@gmail.com

27 Ekim 2022 Perşembe

ARZUM HİCRAN NEFES

 Arzum Hicran Nefes



YouTube kanalı

https://youtube.com/channel/UC7VcGwvs9ARsjjaHOZum2Tw

Simule kanalı

https://www.smule.com/ArzumHicranNefes

Instagram kanalı

@arzum.hicran.nefes.nefes.officiall







5 Mart 2022 Cumartesi

Yıldız DEMİRCİ - Azmin Kararlılığını Kuşanan Yürek- Şaire



“ANKARA'da, çocukluk hayalini gerçekleştirerek, belediye bünyesinde ağır vasıta şoförü olan, 2 çocuk annesi Yıldız Demirci ,  su tankeriyle başkentin park ve bahçelerini sulayıp, yeşillendiriyor.”

“Ankara Büyükşehir Belediyesi ANFA Genel Müdürlüğü Peyzaj Bölümü'nde işe başlayan Yıldız Demirci, ağır vasıta şoförü olmak için başvuruda bulundu. Demirci, 2 aylık eğitimin ardından su tankeri ile trafiğe çıkarak, park ve bahçeleri sulamaya başladı. Demirci, başkentin yoğun trafiğinde kullandığı tanker ile park ve bahçelerin yeşillendirilmesi çalışmalarında görev yapıyor.”

 


“ Yollarda beni görünce 'Maşallah kızıma' deyip tezahürat tutup, alkışlayanlar da var; hemcinslerimden kucaklayıp, öpenler de var. Tam tersi eleştirilere de maruz kaldığım oluyor. Tanker sürmek kesinlikle benim için zor değil. Ailem ve çocuklarım benim yanımda ve arkamdalar" 


 


Aslen Uşaklı olan Yıldız DEMİRCİ, 1969 yılında Manisa Kula'da doğmuştur. Manisa Kula’nın  Gediz Vadisi boyunca ilerleyen volkanik kent yapısı, tarihi evleri, şifalı kaplıcaları,  Yunus Emre'si … ile hoş sohbet dost gönüllerin sarmaladığı bir ruhsal ortamda yetişmiştir. 1990 yılında gerçekleşen ,7 yıl süren, evlilikten biri kız biri erkek iki çocuğu dünyaya gelmiştir. 1996 yılında başlayan yoğun hastalık sürecinde önce İstanbul Cerrahpaşa Hastanesi ardından İzmir Atatürk Hastanesi'nde ilaç, gözlem ve operasyon gerektiği için yatarak tedavi görmek durumunda kalmıştır. Ankara Numune Hastanesi'nde yatarken eşi tarafından terkedilen, ailesinin de ona sırt çevirdiği bir insan olarak başlayan kimsesizlik öyküsü, 3 yıl süren bir hukuk mücadelesinden sonra 1999 yılında çocukların velayetini üzerine alması ile Ankara'da zorlu bir hayatın güçlü kimliği olma sürekliliğine evrilmiştir.



“Pazarlamacılık, sokaklarda sebze-meyve satıcılığı, bulaşıkçılık, seyyar köftecilik, mobilya mağazasında tezgahtarlık… gibi çok farklı işlerde çalıştı. 2006 yılından 2012 yılına kadar taşındıkları Alanya'da aşçılık ve hijyen belgesi alarak otellerde kat temizliği, evlerde hizmetçilik, ardından 2008 yılında açtığı ofiste reklam ve matbaacılık gibi işlerde çalıştı. Çocukların isteği üzerine tekrar Ankara'ya döndüler. 2016 yılına kadar Demir, çelik ve mobilya üzerine çalışan bir şirkete hissedar oldu. Daha sonra hissesini devredip Keçiören'de emlakçılık yapmaya başladı. İlkokuldan beri yazmaya çok düşkündü. Öğretmeni Hayali Hanım'ın teşvikiyle şiirler yazıyordu hatta ilk şiirini de öğretmenine yazmıştı. İlkokuldan sonra okuyamamış ortaokulu dışarıdan bitirmişti. Bir edebiyat fakültesine gitme hayaliyle şimdide liseyi dışarıdan bitirmeye çalışıyordu. Bu arada Alanya'da ingilizce eğitimi almış, bilgisayarda reklamcılığın temelini oluşturan ve grafikerliğin olmazsa olmazı corel draw ve photoshop programlarını öğrenmiş birde sürücü belgesi almıştı. Bu arada kızı KTÜ Tarih Bölümünü bitirip 5 yıl atama beklemiş, 2018 yılında polis olmuştu. Şu anda bir emniyet müdürlüğünde yunus olarak görev yapmaktadır. Oğlu  Sinop Boyabat'ta 4 yıllık bir üniversitenin İktisat ve Ekonomi Bölümünden mezun olmuştur. Bir yerden bir yere taşınma nedeniyle Yıldız Hanım'ın yazdığı birçok şiir kaybolmuştu. Kalanları toparlayıp  'Hayatlar arası yolculuk' adlı bir şiir kitabı yayınladı.” 


Yüreğine koyup, tutarsın Eflatuna boyanır gökyüzü Bir kuş süzülür, ufukta Kelebekler bir bir konar çiçeklere Çiy taneleri yağar gözlerinden İlmek ilmek dokursun umudunu Hiç kaybetmeden hiç yitmeden Usul usul sessizce titrer yüreğin Asırlara meydan okuyan Ezgiler gelir, esen yel den Kan, can bağı değil de..acıtan Yaraların, gönlüne müebbet Söylenmemiş sözler dilinde Ellerin semada, ellerin yüreğinde, Kırlangıç lar konar yüreğinin üstüne Kozalaklar ham, duygular çilekeş Maziden koşup gelen çocuk Bir buse; mahmur, ıslak gözlerine Ay çiçekler baş kaldırmış Gitme vakti, gün dönümünde.. Yıldız DEMİRCİ. 07.06.2019





4 Mart 2022 Cuma

Lirik Sözcüsü- Derya KIZILGÖZ



 


1974 Mart ayında Sivas'ın Zara ilçesi- Akören köyünde dünyaya gelen Derya KIZILGÖZ ilk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra 19 Mayıs Üniversitesi Amasya Eğitim Fakültesi Sınıf öğretmenliği lisans programından 1998 senesinde mezun olmuştur. Ankara Şereflikoçhisar (1998-2009) , Zonguldak Beycuma-Kilimli (2009-2014) , Antalya Gündoğmuş-Manavgat(2014-2019), Yalova Armutlu-Çınarcık (2019-2023) ilçelerinde öğretmenlik mesleğinin yanı sıra yazınsal faaliyetler ve çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde, Türkiye Şair Ozan Ve Yazarlar Derneği Zonguldak İl Temsilcisi, Antalya İl Temsilcisi, Batı Karadeniz Bölge  Temsilcisi olarak görev almıştır. Türkiye Şairleri, Avrasya Şairleri Antolojilerinde, dergi ve gazetelerde yayın faaliyetlerinde yer alan Derya KIZILGÖZ  Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümü mezunudur.

YAYINLANAN KİTAPLARI

Su İken Düşlerim-

Anahtar Toplayıcısı-

Göğokyanus-

Kürecan-

Aynadaki Karanlık-

Yanılsamalarda Düş Kunduzu-

Gönül Uygarlığı-

Susan Suyun Vadisi-

Göçek'i Karşılamak-

 İnsaniyet Makamı-

 

YAYINA HAZIR KİTAP DOSYALARI

Serkeş-

Düşelçi-

Günberi-

Devr-i Ahmer-

İklimin Söz Açtığı Vakit-



















Mithat AŞIRAN-GÜVEN SAZ EVİ-ÇORUM






 Toz kanatlı bir kelebeğin sazın gövdesine estirdiği, 
Kaf Dağı Rüzgâr Tınısı işleyen yürek...


Bağlamayı bir de kendisinden tanıyalım. 

Mithat AŞIRAN 

 

" Mithat AŞIRAN ile birlikte faaliyetine başlayan Güven saz evi; 21 yıl içerisinde Almanya İngiltere Amerika Avustralya gibi çeşitli ülkelere bağlamalarını ulaştırabilmiştir. Bugün bir Türkiye markası olan Güven Saz Evi , aynı zamanda kültürün daim olabilmesi adına bünyesinde birçok usta yetiştirmiş olup, Türkiye’de ilk defa halk eğitim çatısı altında yetiştirdiği onlarca öğrencisine” Bağlama Yapımcılığı Kursu” sertifikası vermiştir… "


 Sazın ve Sözün Ustalarından Yaşayan Halk Şairi KUL HÜSEYİN yüz elli senelik kopuz sazının restorasyonu  Mithat AŞIRAN' a aittir.












OYMA BAĞLAMALAR 

Tekne formu  ağaç kütüğünün bütünü veya bir kısmının belli bir hacminin oyulmasıyla sağlanan oyma tekneler bütündür ve iç yüzeyi sürekliliğe sahiptir. Akustik karakterinin açığa çıkarılması, yüksek hissiyat gerektirir.  










BALTA BAĞLAMALAR 

Alt kısmında sivrilerek bir balta ağzını andıran teknesinden ötürü  bu ismi alan “Balta Bağlama” görüntüsünün yanı sıra tınısının da oldukça farklı olmasıyla diğer bağlamalardan ayrılır. 

Gövdesi çoğunlukla ardıç,köknar, karadut

Sapı çam, ardıç  

Göğüs tahtası ise çam, ya da köknar 

Teknesi, dörde bölünen ağaç özel keserlerle daha dar ve derin şekilde oyulur. Saz "gomalak" cila ile cilalanır. Göğüs kısmına ise hiçbir şey sürülmez. Genelde kısa saplı bağlama boyunda ve 12 perdelidir. Dede Sazı, Ruzba 


DEDE SAZLARI 

Çoğunlukla Malatya -Arguvan, Kahramanmaraş- Elbistan-Pazarcık, Kayseri- Sarız, Gaziantep, Sivas'taki Alevi topluluklarında çalınır.

KOPUZLAR 

Diz üzerine konularak çalınan “Kopuz” için  değerlendirilen ağaç yay şeklindedir. Kayın, meşe, ıhlamur gibi ağaç türleri seçilir. Kopuz çalgısı olacak ağaç fidanken özel bakıma alınır ve sadece sonbahar günlerinde kesilir. 





GÜVEN SAZEVİ

Atölye : (0364) 224 39 03 

GSM : (0535) 565 41 31

guvensazevi@hotmail.com

mithatasiran@hotmail.com

Adres

Bahçelievler Mahallesi , İpeklievler 3. Sokak No : 24 Çorum / Merkez



3 Mart 2022 Perşembe

Hüsnü KIZILGÖZ

  Hüsnü KIZILGÖZ




“Ritimlerle Anadolu”  “Engelsiz Ve Mutlu Yaşam “  “Lyrics Songs ” “Modern dans”  “ Ritim Köy”   “ Kalpleriyle Ritim Tutanlar “ “ Uluslararası Yaşlılara Saygı Federasyonu” ve daha pek çok faaliyetin ana karakterlerinden biri olan Hüsnü KIZILGÖZ  22 Mart 1973 senesinde Sivas ili Zara ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra bir süre konservatuvar eğitimi aldı. Şifahen üslupla kendi gelişim olanaklarını sağlarken farklı ilgi alanlarında üniversite eğitimini sürdürdü.

Ritim eğitmeni, perküsyonist olan sanatçı aynı zamanda ney yapım ustası , neyzen ve tiyatro sanatçısıdır. Ritim notasyon çalışmaları ve besteleri ile müzisyen kimliğini gerçekleştirmektedir.

*Ankara Devlet Tiyatrosu  “KURBAN”   “KERBELA” “REMBETİKO”   ”BERNARDA ALBA’NIN EVİ” “MEHMET AKİF” oyun müzikleri

* SİMURG TİYATROCULARI  “ALA DAĞLI MIHO”  “ÇANAKKALE 1915 BİR HAZİN HÜRRİYET” oyun müzikleri

*Murat DEMİRTAŞ tiyatrosu  “VECİ HÜR-KUŞ oyun müzisyenliği

* Belgesel ve film müzikleri çalışmaları

*Reklam müzikleri

/////Buraya sığdırabildiklerimiz...

Ankara'da  Kamusal  ve özel kurumlarda müzik öğretmenliğine devam eden Hüsnü KIZILGÖZ aynı zamanda “Ritimlerle  Anadolu”  tasarımına  yeni sahneler hazırlamaktadır.

Sanata , müziğe gönül veren kalp dostu bir insandır. 




İrfan Karabulut Sus/adım Harput

İrfan Karabulut kimdir?           1966 yılında Dersim/Mazgirt'in Sülüntaş köyünde doğdu. İlköğrenimi babasının müstahdem olarak çalıştığ...

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *