Arzum Hicran Nefes
YouTube kanalı
https://youtube.com/channel/UC7VcGwvs9ARsjjaHOZum2Tw
Simule kanalı
https://www.smule.com/ArzumHicranNefes
Instagram kanalı
@arzum.hicran.nefes.nefes.officiall
Arzum Hicran Nefes
YouTube kanalı
https://youtube.com/channel/UC7VcGwvs9ARsjjaHOZum2Tw
Simule kanalı
https://www.smule.com/ArzumHicranNefes
Instagram kanalı
@arzum.hicran.nefes.nefes.officiall
“ANKARA'da, çocukluk hayalini gerçekleştirerek, belediye
bünyesinde ağır vasıta şoförü olan, 2 çocuk annesi Yıldız Demirci , su tankeriyle başkentin park ve bahçelerini
sulayıp, yeşillendiriyor.”
“Ankara Büyükşehir Belediyesi ANFA Genel Müdürlüğü Peyzaj
Bölümü'nde işe başlayan Yıldız Demirci, ağır vasıta şoförü olmak için başvuruda
bulundu. Demirci, 2 aylık eğitimin ardından su tankeri ile trafiğe çıkarak,
park ve bahçeleri sulamaya başladı. Demirci, başkentin yoğun trafiğinde
kullandığı tanker ile park ve bahçelerin yeşillendirilmesi çalışmalarında görev
yapıyor.”
“ Yollarda beni görünce 'Maşallah kızıma' deyip tezahürat tutup,
alkışlayanlar da var; hemcinslerimden kucaklayıp, öpenler de var. Tam tersi
eleştirilere de maruz kaldığım oluyor. Tanker sürmek kesinlikle benim için zor
değil. Ailem ve çocuklarım benim yanımda ve arkamdalar"
Aslen Uşaklı olan Yıldız DEMİRCİ, 1969 yılında Manisa
Kula'da doğmuştur. Manisa Kula’nın Gediz
Vadisi boyunca ilerleyen volkanik kent yapısı, tarihi evleri, şifalı
kaplıcaları, Yunus Emre'si … ile hoş
sohbet dost gönüllerin sarmaladığı bir ruhsal ortamda yetişmiştir. 1990 yılında
gerçekleşen ,7 yıl süren, evlilikten biri kız biri erkek iki çocuğu dünyaya
gelmiştir. 1996 yılında başlayan yoğun hastalık sürecinde önce İstanbul
Cerrahpaşa Hastanesi ardından İzmir Atatürk Hastanesi'nde ilaç, gözlem ve
operasyon gerektiği için yatarak tedavi görmek durumunda kalmıştır.
Ankara Numune Hastanesi'nde yatarken eşi tarafından terkedilen, ailesinin de
ona sırt çevirdiği bir insan olarak başlayan kimsesizlik öyküsü, 3 yıl süren
bir hukuk mücadelesinden sonra 1999 yılında çocukların velayetini üzerine alması
ile Ankara'da zorlu bir hayatın güçlü kimliği olma sürekliliğine evrilmiştir.
Yüreğine koyup, tutarsın Eflatuna boyanır gökyüzü Bir kuş süzülür, ufukta Kelebekler bir bir konar çiçeklere Çiy taneleri yağar gözlerinden İlmek ilmek dokursun umudunu Hiç kaybetmeden hiç yitmeden Usul usul sessizce titrer yüreğin Asırlara meydan okuyan Ezgiler gelir, esen yel den Kan, can bağı değil de..acıtan Yaraların, gönlüne müebbet Söylenmemiş sözler dilinde Ellerin semada, ellerin yüreğinde, Kırlangıç lar konar yüreğinin üstüne Kozalaklar ham, duygular çilekeş Maziden koşup gelen çocuk Bir buse; mahmur, ıslak gözlerine Ay çiçekler baş kaldırmış Gitme vakti, gün dönümünde.. Yıldız DEMİRCİ. 07.06.2019
1974 Mart ayında Sivas'ın Zara ilçesi- Akören köyünde
dünyaya gelen Derya KIZILGÖZ ilk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan
sonra 19 Mayıs Üniversitesi Amasya Eğitim Fakültesi Sınıf öğretmenliği lisans
programından 1998 senesinde mezun olmuştur. Ankara Şereflikoçhisar (1998-2009)
, Zonguldak Beycuma-Kilimli (2009-2014) , Antalya
Gündoğmuş-Manavgat(2014-2019), Yalova Armutlu-Çınarcık (2019-2023) ilçelerinde
öğretmenlik mesleğinin yanı sıra yazınsal faaliyetler ve çeşitli sosyal
sorumluluk projelerinde, Türkiye Şair Ozan Ve Yazarlar Derneği Zonguldak İl
Temsilcisi, Antalya İl Temsilcisi, Batı Karadeniz Bölge Temsilcisi olarak görev almıştır. Türkiye
Şairleri, Avrasya Şairleri Antolojilerinde, dergi ve gazetelerde yayın
faaliyetlerinde yer alan Derya KIZILGÖZ
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümü
mezunudur.
YAYINLANAN KİTAPLARI
Su İken Düşlerim-
Anahtar Toplayıcısı-
Göğokyanus-
Kürecan-
Aynadaki Karanlık-
Yanılsamalarda Düş Kunduzu-
Gönül Uygarlığı-
Susan Suyun Vadisi-
Göçek'i Karşılamak-
İnsaniyet Makamı-
YAYINA HAZIR KİTAP DOSYALARI
Serkeş-
Düşelçi-
Günberi-
Devr-i Ahmer-
İklimin Söz Açtığı Vakit-
Bağlamayı bir de kendisinden tanıyalım.
Mithat AŞIRAN
" Mithat AŞIRAN ile birlikte faaliyetine başlayan Güven saz evi; 21 yıl içerisinde Almanya İngiltere Amerika Avustralya gibi çeşitli ülkelere bağlamalarını ulaştırabilmiştir. Bugün bir Türkiye markası olan Güven Saz Evi , aynı zamanda kültürün daim olabilmesi adına bünyesinde birçok usta yetiştirmiş olup, Türkiye’de ilk defa halk eğitim çatısı altında yetiştirdiği onlarca öğrencisine” Bağlama Yapımcılığı Kursu” sertifikası vermiştir… "
Sazın ve Sözün Ustalarından Yaşayan Halk Şairi KUL HÜSEYİN yüz elli senelik kopuz sazının restorasyonu Mithat AŞIRAN' a aittir.
OYMA BAĞLAMALAR
Tekne formu ağaç kütüğünün bütünü veya bir kısmının belli bir hacminin oyulmasıyla sağlanan oyma tekneler bütündür ve iç yüzeyi sürekliliğe sahiptir. Akustik karakterinin açığa çıkarılması, yüksek hissiyat gerektirir.
BALTA BAĞLAMALAR
Alt kısmında sivrilerek bir balta ağzını andıran teknesinden ötürü bu ismi alan “Balta Bağlama” görüntüsünün yanı sıra tınısının da oldukça farklı olmasıyla diğer bağlamalardan ayrılır.
Gövdesi çoğunlukla ardıç,köknar, karadut
Sapı çam, ardıç
Göğüs tahtası ise çam, ya da köknar
Teknesi, dörde bölünen ağaç özel keserlerle daha dar ve derin şekilde oyulur. Saz "gomalak" cila ile cilalanır. Göğüs kısmına ise hiçbir şey sürülmez. Genelde kısa saplı bağlama boyunda ve 12 perdelidir. Dede Sazı, Ruzba
DEDE SAZLARI
Çoğunlukla Malatya -Arguvan, Kahramanmaraş- Elbistan-Pazarcık, Kayseri- Sarız, Gaziantep, Sivas'taki Alevi topluluklarında çalınır.
KOPUZLAR
Diz üzerine konularak çalınan “Kopuz” için değerlendirilen ağaç yay şeklindedir. Kayın, meşe, ıhlamur gibi ağaç türleri seçilir. Kopuz çalgısı olacak ağaç fidanken özel bakıma alınır ve sadece sonbahar günlerinde kesilir.
GÜVEN SAZEVİ
Atölye : (0364) 224 39 03
GSM : (0535) 565 41 31
guvensazevi@hotmail.com
mithatasiran@hotmail.com
Hüsnü KIZILGÖZ
“Ritimlerle Anadolu” “Engelsiz Ve Mutlu Yaşam “ “Lyrics Songs ” “Modern dans” “ Ritim Köy” “ Kalpleriyle Ritim Tutanlar “ “ Uluslararası Yaşlılara Saygı Federasyonu” ve daha pek çok faaliyetin ana karakterlerinden biri olan Hüsnü KIZILGÖZ 22 Mart 1973 senesinde Sivas ili Zara ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra bir süre konservatuvar eğitimi aldı. Şifahen üslupla kendi gelişim olanaklarını sağlarken farklı ilgi alanlarında üniversite eğitimini sürdürdü.
Ritim eğitmeni, perküsyonist olan sanatçı aynı zamanda ney yapım ustası , neyzen ve tiyatro sanatçısıdır. Ritim notasyon çalışmaları ve besteleri ile müzisyen kimliğini gerçekleştirmektedir.
*Ankara Devlet Tiyatrosu “KURBAN” “KERBELA” “REMBETİKO” ”BERNARDA ALBA’NIN EVİ” “MEHMET AKİF” oyun müzikleri
* SİMURG TİYATROCULARI “ALA DAĞLI MIHO” “ÇANAKKALE 1915 BİR HAZİN HÜRRİYET” oyun müzikleri
*Murat DEMİRTAŞ tiyatrosu “VECİ HÜR-KUŞ oyun müzisyenliği
* Belgesel ve film müzikleri çalışmaları
*Reklam müzikleri
/////Buraya sığdırabildiklerimiz...
Ankara'da Kamusal ve özel kurumlarda müzik öğretmenliğine devam eden Hüsnü KIZILGÖZ aynı zamanda “Ritimlerle Anadolu” tasarımına yeni sahneler hazırlamaktadır.
Sanata , müziğe gönül veren kalp dostu bir insandır.
Kitaplar:
1-Aşkın Uykulu Nöbetleri (şiir)
2-Firari Mürdüm Çiçeği (şiir)
Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz Bölümü’nün iç
kesimlerinde bir yerleşke, adı Uygur… Deliçay vadisi üzerinde Amasya ve
Tokat'ın Turhal ilçelerinin tam ortasın 890’lı yıllarda yerleşmiş Uygur Türkleri’nden emanet olan bir
köydür. Doğusunda Ezinepazar kasabası,
Kuzeydoğusunda Eskikızılca köyü, güneyinde Yağcıabdal köyü, kuzeyinde Tatar,
Keşlik ve Sarıyar köyleri, batısında Kaleköy bulunan Yuva Deresi, Yüce Harman, Arzuönü, İneklik
tepeleri ile sarmalanmış; Sarıtaş Dağları diye adı geçen sıradağların eteğine
kurulan Uygur Köyü'nde 1958 senesinde dünyaya gelen Ozan Sadık ESER der ki:
Ozan demek
Halkın gözü kulağı demek
Ozanca seslenmek
Halkın dilinden dökülmek
EHİL İLE CAHİL
Bir ehil ile bir cahil çıkmışlar yola.
Yorulmuşlar dinmişler ama.
Vermemişler mola.
Tam o sırada.
Karşıdan görünmüş molla.
Şöyle bir soluklanmışlar.
Selam sabahtan sonra.
Demiş ehil cahile.
Öldürelim şunu.
Cahil yalvarmış yakarmış.
Etme kulun kölen olayım.
Üstüne yorgan olup.
Ayağının altını öpeyim.
Bu ihanettir vatana.
Gel uymayalım şeytana.
Sen sus demiş ehil.
O baba düşmanıdır.
Tam öç almanın zamanıdır.
Gitmişler peşinden evvel ahır.
Öldürmüşler mollayı anında.
Suçlu çıkmış cahil sonunda.
Ama ehil mi cahil?
Yoksa cahil mi cahil?
Bilmez bunu insan oğlu.
Ehlin sobası sıcak.
Pilavı yağlı.
Bir gurup sahte şahit mahkemeye.
Sürdüler cahili hapishaneye.
Ehil söz vermiş.
Karısına bakacağına.
Yüzüne gülüp de.
Evini başına yıkacağına.
Sözde eksik eteğe bakmış.
Tarlaları bir bir kapmış.
Zavallı ölecek derdinden.
Yatak yorganda gitti.
Birbiri ardından.
Malların hepsi bitmiş.
Zavallı kadında ahirete gitmiş.
Ehil eşiği eşelemiş.
Vardır belki malın kokusu.
Ama düşünmemiş
Vardır her inişin yokuşu.
İki çalı çırpı bir meşe.
Verdiler cahilin evini ateşe.
Mahkeme cahili idam etti.
Sadığın hikayesi burada bitti.
Fukara cahil unutulup gitti
KÖYÜMÜN HALLERİ
AMASYA UYGUR KÖYÜ
Tanıtayım ben köyümü
Badeleri suna suna
Hem derdini hem huyunu
Anlatayım yana yana
Kurban olam köyüm sana
Besi yaptık iflas ettik
Rakı yaptık beleş sattık
Kendi kendimizi yaktık
Çile çektik yana yana
Kurban olam köyüm sana
Bankalara borç eyledik
Aldık ama suç eyledik
Kaçtık köyden göç eyledik
Gurbet ele vara vara
Kurban olam köyüm sana
Kefilin yaktık başını
Zehir eyledik aşını
İcra bırakmaz peşini
Arar onu döne döne
Kurban olam köyüm sana
Köyümün çilesi yetmez
Sayarım sayarım bitmez
Zengini beş para etmez
Sınır yıkar kana kana
Kurban olam köyüm sana
Sadığım çekmez sözünü
İkiletmez hiç özünü
Uygur köyü aç gözünü
Nifak sokarlar kafana
Kurban olam köyüm sana
OZANCA
Sevdayı yüklenip çıkmışım yola
Aslı kerem oldum anlayın beni
Leylayı ararken düşmüşüm çöle
Çöllerde mecnunum anlayın beni
Erenler yoluna gönlümü verdim
Arzu’yla Kanber’i orada gördüm
Nice taş duvara külüngüm vurdum
Ferhat şirin oldum anlayın beni
Rumeli’ne vardım Türklüğü yaydım
Haklıya hak verdim kemliği kovdum
Ak güvercin oldum engine kondum
Hacı Bektaş oldum anlayın beni
Bende şahın davasını gütmüşüm
Koca Osmanlıya kafa tutmuşum
Darağaçlarına serim vermişim
Pir sultan abdalım anlayın beni
Zalımın elinden kanlı yaş döktüm
Boş gönüllere hep sevdalar ektim
Elifin adına ağıtlar yaktım
Karacaoğlan oldum anlayın beni
Dağlara çıktım özgürlük için
Anlamazlar beni bilmem ki niçin
Canımı vermişim ben halkım için
Deniz gezmiş oldum anlayın beni
Cepheden cepheye koşturdum durdum
Ülkemin için cumhuriyeti kurdum
Yedi düvele boyun eydirdim
MUSTAFA KEMAL’İM anlayın beni
Buda kimmiş diye halka sordurdum
Nice iktidara boyun eğdirdim
Bazen ağlattım da bazen güldürdün
Aziz nesin oldum anlayın beni
İncindim de incitmedim kimseyi
İster kötü deyin ister çok iyi
Yine de sevdim bu güzel ülkeyi
Ozan sadık oldum anlayın beni
TOPRAĞIM VE SEVDAM
Gül kokulu toprağım
Bu gönül sana öyle muhtaç
Sevgine şefkatine
Öyle aç ki
Nane kokulu toprağım
Ezildim sürüldüm
Kapılardan kovuldum
Sen köylüsün dediler
Suyuma ekmeğime el koydular
İnadına yaşadım
Direndim
Menekşe kokulu toprağım
Bu yürek isyanda
Namerde boyun eğmedik
Tutulmadık zincirine
Atılmadık zindanına
Binlerce ölsek de
Milyonlarca doğarız
İnan olsun çiğdem kokulu toprağım
Bu asi yüreğim
Kardelen başıdır
Kardan doğrulup uzanır
Leylak kokulu toprağım
Sana hava veren çapana
Gönlünü okşayan
Kara sapana
Hayat veren suyuna
Kıymet verselerdi
Ambargo koyarlar mıydı
Aldılar toprağım
Seni elimizden
Aldılar da bu zalimler
Ata kanıyla yoğrulan kokunu
Siyanürle zehirlediler
Şiir bir sevdadır yüreğimizde
Bazen sevgiliye ağıt
Bazen sılaya hasrettir
Doğanlara gülücük
Ölenlerin ardından
Göz yaşıdır şiir
Bazen uçmaktır gökyüzünde
Bazense yüzmektir
Okyanusun derinliklerinde
Şiir bazen yükselip semaya
Yıldız toplamaktır gökyüzünde
Bazen bulut olup yağmak
Bazense sel olup coşmaktır
Ormanın derelerinde
Sessiz sesiz akmaktır
Özgürce denizlere
Hep iyilik güzellik değildir şiir
Bazen kınında bıçak olup
Saplanmaktır zalımın göğsüne
Tükürmektir hırsızın
Arsızın soysuzun
Yüzüne yüzüne
Okuya biliyorsak şiiri
Bir avuç su serper
Yüreğimize
Tekrar alev almasın
Deniz olsun diye
SADIK ESER
İrfan Karabulut kimdir? 1966 yılında Dersim/Mazgirt'in Sülüntaş köyünde doğdu. İlköğrenimi babasının müstahdem olarak çalıştığ...