Yazmayı henüz öğrenmiş bir kız çocuğu masadaki kağıtlara
sözcükler iliştirmekle meşgul. Saçları özenle toplanmış, temiz giysiler
kuşanmış olduğu haliyle bahçede koşup oynamış, sevdiği birkaç kara hindibayı
otlarla demet haline getirip, meyve ağaçlarından bir elma daha koparıp masanın
köşesine bırakmıştı. Diğer elma geçen günlerden kalmış olmalı, huyu kaçmış,
buruşuk öylece beklemekte. Meraklı gözleri kafesin kapısını açık
bıraktığı için masaya konan kuşuna yöneliyor sonra kağıda. Uçup gitmesi için
izin verdiği halde gitmediği için teşekkürü not düşmüş ilk satıra. Kafes
kuşları doğada dilediğince uçamaz. Kanatları uzun uçuşlara yorgundur kapalı
kalmaktan. Özenle çatılmış bir kafeste en iyi şekilde bakıma alınmış olmak
kendi yalnızlığımıza ödünçlediğimiz hayattır olsa olsa. Mevsimlerden yaz sonu,
güze yakın. Hayallerin sicimle yağacağı yağmurlara az kaldı. Sonrası kış.
Kışlar her çocuk için apayrı bir çağdır, masal çağı.
Kün Peril
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder