27 Ocak 2021 Çarşamba

ANONİM HALK ŞİİRİNDE TÜRKÜ

 




Türkü

Türkü kelimesi, Türk ve “-î” nispet ekinin bir araya gelmesinden oluşan,Türklere has anlamına gelen “Türkî” kelimesi kökenlidir.

Türkü :

 Anadolu’nun çeşitli yörelerinde “şarkı”, “deyiş”, “deme”, “hava”,“ninni”, “ağıt

 Altay Türkleri“kojoñ”

Azeri Türkleri “mahnı”

 Başkurtlar “halk yırı”

Çuvaş Türkleri “yurrisem”,“takmak”, “peyit”

Hakas Türkleri “ır” ve “tahpah”

Kerkük Türkleri “beste”, “şarkı”,“neşide”, “mani”, “yır”, “hoyrat”

 Karaçay Türkleri “cır”

Karakalpak Türkleri “kosık”,“cır”

 Kazaklar “türki” “türik halık äni”

Kırgızlar “eldik ır”, “türkü”

Kumuklar “yır”

 Özbekler “türki”, “halk koşiğı”

 Tatarlar “halık cırı”, Tıva Türkleri “ır”, “kojañ”, “kojamık”

Türkmenler “aydım”,

Uygur Türkleri “nahşa”

Türk halk şiirinde ezgi ile söylenen her türlü şiire türkü denir. Halkın olaylar karşısındaki

tepkileri, acıları,üzüntüleri veya sevinçleri türkülere yansır. Türküler, anonim şiirlerdir. Söyleyenleri belli değildir.

“Bazı türkülerin başlangıçta kim tarafından söylendiği bellidir. Özellikle âşıkların bazı şiirleri zamanla türküleşmiştir. Kayıkçı Kul Mustafa’nın, Öksüz Âşık’ın, Köroğlu’nun, Karacaoğlan’ın, Âşık Kerem’in, Erçişli Emrah’ın, Dadaloğlu’nun ve Sümmani’nin bazı şiirleri türkü haline gelmiştir.”

Halk içinden çıkan bazı türkü yakıcıları da yeni türküler oluşturmuşlardır. Şiir kabiliyeti gelişmiş olan türkü yakıcılar , sosyal hayatta ortaya çıkan ve insanları derinden etkileyen olaylar üzerine ezgili şiirler

oluştururlar. Bu işleme türkü yakmak denir.

“Yine anonim halk şiirleri arasında yer alan “Türkü”yü ele aldığımız zaman kafiye örgüsü, nazım birimi, vezin ve hacim gibi “dış” unsurlar bakımından belirli bir şekille karşılaşmamaktayız. Aynı şekilde türkülerde türlerin belirlenmesinde bir ölçü olarak kullandığımız “konu” ve “ezgi” beraberliği de yoktur. Bu bakımdan “türkü”nün de “Türkmani”, “Varsağı”, “Bayatı”, “Şarkı” kelimeleriyle birlikte değerlendirilip izahının yapılması kaçınılmaz olmaktadır.” Türkünün tür olmadığını düşünen Oğuz, nazım şekillerini ve türlerini gösterdiği tasnifinde türküye “ezgi ağırlıklı türler” başlığı altında yer vermiştir (Oğuz 2001: 16).

 “Düzenleyicisi bilinmeyen, halkın sözlü geleneğinde oluşup gelişen, çağdan çağa ve yerden yere içeriğinde olsun, biçiminde olsun değişikliklere (zenginleşmelere, bozulmalara, kırpılmalara) uğrayabilen ve her zaman bir ezgiye koşulmuş olarak söylenen şiirler” dir (Boratav 1995: 150).

Türkmani: Azerbaycan ve Çağatay sahalarında özel bir ezgiyle okunan şiirler.

Türküler, düğünlerde, genellikle kış aylarında düzenlenen “yârân”, “sıra gecesi”, “ferfene”, “barana” gibi toplantılarda, panayırlarda, festivallerde, kadın ve erkek gezmelerinde, kahvehanelerde, hamamlarda, kısacası hayatın çok çeşitli alanlarında söylenen şiirlerdir (Yakıcı 2007: 243-266).

 


“Konularına göre türküler:

1. Lirik türküler: a) Ninniler, b) aşk türküleri, c) gurbet türküleri, askerlik türküleri, hapishane türküleri, ç) ağıtlar, d) çeşitli başkaca duyguluk konular üzerine türküler.

2. Taşlama, yergi ve güldürü türküleri.

3. Anlatı türküleri: a) Efsane konulu türküler, b) bölgelere ya da bireylere özgü konuları olan türküler, c) tarihlik konuları olan türküler.

B. Kullanıldıkları yerler, gördükleri vazifeler ya da söylenmelerini şartlandıran vesilelere göre türküler:

4. İş türküleri.

5. Tören türküleri: a) Bayram türküleri, b) düğün türküleri, c) dinlik ve mezheplik törenlere değin türküler, ç) ağıt töreninde söylenen türküler.

6. Oyun ve dans türküleri: a) Çocuk oyunlarında söylenenler, b) büyüklerin

oyunlarında söylenenler “ (Pertev Naili Boratav’ın 1995: 150-151).

 

Yapılarına Göre Türküler

Türkülere yapısal olarak bakıldığında karşımıza iki yapı çıkar. Türküler, “bent / ana metin” ve “kavuştak / bağlantı” kısımlarından oluşur. Bent bölümleri, kavuştağın dışında kalarak tekrarlanmayan asıl bölümlerdir. Bir mısradan veya daha fazla sayıdaki mısradan oluşabilen kavuştak kısımları ise tekrarlanır. Kavuştaklar, türkülerin önemli yapısal özellikleri arasında yer alır. Bentlerdeki ve kavuştaklardaki dizelerin değişiklik göstermesi, türkülerin yapısal olarak birbirlerinden ayrılmalarına neden olur.

Ezgilerine Göre Türküler

Türküleri, ezgilerinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Türküler, ezgili söylenen şiirlerdir. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde birbirinden farklı ezgiler vardır. Türkülerin ezgileri, o türkünün hangi bölgeye, daha doğrusu hangi ezgi grubuna ait olduğunu gösterirler. Türküler, yapıları ve konularının yanı sıra ezgilerine göre

de tasnif edilmişlerdir. Ezgileri açısından türküler “uzun havalar” ve “kırık havalar” olmak üzere iki kısma ayrılırlar.

1. Uzun Havalar: Usulsüz ezgiler olarak da bilinirler. Ezgi, ölçü ve ritim açısından serbesttir, ancak dizi ve dizi içindeki seyir bakımından bazı kalıplara bağlıdır. Bu türküleri söyleyenler, kendi zevk ve isteklerine göre ezgiyi uzatıp kısaltabilirler. “Bozlak”, “Dağbaşı”, “Divan”, “Garip”, “Hoyrat”, “Kalenderî”, “Kayabaşı”, “Kerem” vb. şeklinde adlandırılan şiirler bu usulle icra edilirler.

2. Kırık Havalar: Usullü, ölçü ve ritimleri belli ezgilerdir. Kırık havalar, bölgelere ve yörelere göre farklı şekillerde adlandırılırlar. Ege’de “zeybek”, Marmara, Trakya ve Ordu’da “karşılama”, Harput’ta “şıkıltım”, Isparta’da “datdiri”, Konya’da “oturak”, Trabzon, Rize ve Hopa’da “horon”, Urfa’da “kırık” şeklinde adlandırılan ezgiler, kırık havalara karşılık gelmektedir.

Bent: Türküde kavuştak dışında kalan kısım.

Kavuştak: Türküde tekrarlanan kısımlar.

Bozlak: Orta ve DoğuAnadolu’da yaygın bir uzun hava.

Divan: Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/Fâilün kalıbıyla yazılan ve usulsüz ezgilerle icra edilen şiirler.

Garip: Âşık Garip ile sevgilisi Şah Senem arasındaki aşkı anlatan usulsüz ezgilere denir.

Kerem: Kerem ile Aslı arasındaki aşkı anlatan uzun havalara denir.

Zeybek: Ege yöresine özgü bir ezgi ve oyun türü.

Karşılama: Özellikle Marmara bölgesinde yaygın olan bir kırık hava çeşidi.

Horon: Karadeniz bölgesinde oynanan bir oyunun ve ezginin adı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İrfan Karabulut Sus/adım Harput

İrfan Karabulut kimdir?           1966 yılında Dersim/Mazgirt'in Sülüntaş köyünde doğdu. İlköğrenimi babasının müstahdem olarak çalıştığ...

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *